|
__SEVGİ__ Bir yaz güneşinden ödünç aldığın yüzünü görüyorum buradan ,yarım kalmış mutluluklarla dolu olan ruhunu yansıtan yüzünü. Masmavi bir denize yaslanmış bir parkın köhne banklarında oturuyorum ve teninin kokusunu her içine çekişimde kendi yalnızlığımın kokusunu duyuyorum,o keskin ve acı veren kokuyu. Beklide bir tek seni bu kadar çok sevdiğim için korkuyorum karanlıkta kalmaktan, ruhumun karanlığını aydınlatan yaz güneşi kadar tatlı gözlerindeki ışığın bana arkasını dönmesinden. Paraya en çok ihtiyacı olduğu bir zamanda , hiç beklemediği bir anda karşısına onun için çok değerli olan büyük bir elmas çıkan fakir bir köylü, bulduğunu kaybetmekten nasıl korkar ve onu bir an için bile yanından ayırmak istemezse, bende öyle korkuyorum seni kaybetmekten ve istemiyorum beni bırakıp gitmeni. Beklide sana bu kadar çok bağlandığım için korkuyorum yalnız kalmaktan,çünkü ben senin sıcaklığın eritinceye kadar hiç kıramamıştım o yalnız yaşadığım karanlık soğuk odanın duvarlarını ve biliyorum ki sen bana arkanı döndüğünde,odanın içi yine soğumaya başlayacak ve ben yine duvarlarımın arasında terkedilmiş yalnızlığıma döneceğim. Oturduğum bankta yüzünü görüyorum, ağaçların arasından sızan mahcup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor. İçimdeki resmin en güzel parçasısın sen,biliyorum ki ancak sen gittiğinde yanacak o resim , sonsuza dek içimde taşımak istediğim o acemi resim. Kollarımda öylesine masum uyuyorsun ki... Bu masumiyetin arkasında saklı olduğunu, içinde sana da yabancı olan o kızı tanımayı o kadar çok isterdim ki... Seni kıskandığımı hissediyorum, benden uzak olduğun o yerlerde biri sana benim baktığım gibi bakar diye korkuyorum,yada sen başkasına bana baktığın gibi bakarsın diye korkuyorum. Belki de ben bir gün seni kıskanmayı vazgeçmekten korkuyorum. Senin hayalinle paylaştığım odamda,artık bana ilahi gibi gelen telefonun sesini bekliyorum,sesini duyabilme umuduyla. Çoğu zaman her telefon bir hayal kırıklığı olsa da benim için, beklemek hoşuma gidiyor seni bu sessiz ruhlar aleminde. Telefonu açıp senin sesini duyduğumda dünyanın en şanslı insanı gibi hissediyorum kendimi;yüzünü görememenin tatlı hasretini unutarak, kendimi aldatarak. İşte karşımda duruyorsun fakir çocukların uçurtmalarında yaşadığımız bu karanlık gecede. Ağaçların arasından sızan mahcup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor. Yanımda olmasan da görüyorum seni bu gece. Belki yanımda olmasan da seni görebildiğim için seviyorum seni,körü körüne bir tutkuyla. Nedeni ne olursa olsun sen benim hayatıma sağanak yağmurdan sonra açan parlak bir güneş gibi girdiğinden beri, sevgi bir gün bir yerlerde beraber olabilme umuduyla yaşamaktır. Benim için...
SEVGİSİZ OLMAZ
SEVGİ TEBESSÜMLE BAŞLAR
Merhaba gülen gözlü arkadaşım dudağındaki tebessümü kaybetmemişsin daha. Ne güzel dünyaya gülen gözlerle bakabilmek ve insanlara tebessümler saçabilmek senin gibi. Biliyorum üzülüyorsun donuk gözlerle karşılaşınca. Ne yapalım arkadaşım herkes senin gibi olamaz. Duyabiliyorum hayır olmalı dediğini. . Haklısın arkadaşım aslında bütün insanlar senin gibi olmalı. Bilseler bir tebessümle neler yapabileceklerini; bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyı bir tebessümle nasıl görebileceklerini, sıkıntılarla dolu bir insana nasıl dünyaları vereceklerini bilseler ve gülen gözlerin buzları nasıl erittiğini, kalpleri nasıl birleştirdiğini bilseler. Eminim onlarda senin gibi olmak isterlerdi. Ve sevgi saçıyorsun gülen gözlerinle arkadaşım. Saf ve hic bir beklentisi olmayan bir çocuk gibi. Hayır arkadaşım sevgi sadece sevgiliye duyulmaz. Sevgi evrenseldir. Hiç kimse altın yığınları gibi kasasına kilitleyemez onu. Onun yeri kalplerdedir. Bir annenin kalbindedir onun yeri çocuğuna verebilmek için, onun yeri bir bahçıvanın ellerindedir sevgi tohumları saçabilmek için... Evet sevgi her yerdedir. Yeter ki sen onu bulmak iste. Sevgiyi bulmak kolay, zor olan onu elinde tutabilmekte. Unutma arkadaşım sevgiyi duyabilmekle de is bitmiyor. Sevgiyi göstermekte gerekir. Hayat kısa arkadaşım bugün olan yarin yok. Sevgiyi göstermek beklemeye gelmez, yarin çok geç olabilir. Elindekini kaybetmeden kıymetini bilmelisin. Biliyorum arkadaşım bana hak veriyorsun. Şimdi koş sevdiğinin yanına, önce ona gülen gözlerle sımsıcak bir gülümse ve kelimelerin gücünü kullanarak bir kelimeye bin anlam yükle ya da "seni seviyorum" deyiver -içinden geldiğince- en sıcak sesinle. Hayır bunlar komik şeyler değil arkadaşım. Seni seviyorum anne, baba, kardeşim, arkadaşım, vs. demek komik değil. Bu senin gibi butun canlılara karsı sonsuz bir sevgi duyan bir insan için hiç de zor değil sadece biraz cesaret arkadaşım. Bu yalnızca yüreğinin buz kapladığını, taşlaştığını zanneden insanlara biraz zor gelecektir ama onlarda senin gösterdiğin cesareti gösterdiklerinde, kalplerinde sevgi kıpırtılarını hissettiklerinde ve ağlamayı öğrenebildiklerinde inan her şey onlar için ve butun insanlar için daha güzel olacak. Evet arkadaşım gülmek varken surat asmak niye, güldürtmek varken ağlatmak niye, güzel sözler söylemek varken kalpleri kırmak niye? Hayat çok kısa arkadaşım ve bu dünyadaki hiç bir şey kırılan kalplere değmez. Şimdilik hoşçakal arkadaşım yine gel. Yanına senin gibi gülen gözlü, yüreği sevgi dolu insanları alıp yine gel olur mu? Beni fazla bekletme çünkü yarın burada olamayabilirim SEVGİ Sevgisiz insan mutlu olamaz. İstediğimiz kadar başarılı olalım, bunu paylaşacak sevdiklerimiz yoksa mutlu olamayız. Sevgiyi biliyorsun, kalbinde yasıyorsun. Onların bunu hakketmediklerine inansan da sevdiklerinle paylaş. Onlar sevgiyi bilmiyor olabilirler, onları suçlayamazsın ama sevgini paylaşabilirsin. Dedim ya, hak etmiyor olabilirler ama öğretirsen hakkederler. Emin ol! İlk basta zor olacak sevgiyi öğretmek. Anlamadıklarını, hak etmediklerini düşünebilirsin. Ama sakin vazgeçme... Sevgide gurur olmaz, önce sen basla. İsin ilginç yani, dünya yüzeyinde her canlı sevgiye muhtaç. İyi ya da kotu olsunlar, bilinçli ya da bilinçsizce sevgiyi isterler. Bulamadıkları da bir gerçek. Öyleyse!... Benim için sorundan çok neden önemlidir. Hiç düşündün mu? Niçin sevgiyi bulamayız? Yalnız sen, ben veya bir tekil şahıs değil, hepimiz. Çok istisna belki birileri... Oradan yola çıkalım. Sevgiyi kimler bulur? Eğer benim çevrem beni anlayıp, bana özen gösterebilseydi onları sevebilecek, dolayısıyla sevgiyi bulmuş olacaktım. Ayni şey karşı cins için de geçerli. Anlayacağın bu benim de elimde değil. Bunun elimde olmadığını, yani kimseye zorla istediğim hareketleri yaptıramayacağımı anladığım zaman, her yeni olayda olduğu gibi oturup duşundum. Bu benim elimde denildi. Onlardan; sevgi, anlayış, tatlı dil ve olgunluk bekliyordum. Ama, onlar bunu vermiyordu. Yani beklentilerim karşılıksız kalıyor, üzülüyordum. Peki ya benden beklentisi olanlar? Ben hakeden (veya etmeyen) herkese bu anlayışı gösteriyorum. İçımızdeki en büyük güzellik sevgidir. Sevmekten korkmayın, sevdikçe dünyanız renklenecek, yalnızlık nedir bilmeyeceksiniz. Sadece aile bireylerini ve arkadaşlarını sevmek yetmez. Sevginin bir başka işlevi de, Mutluluğun birinci koşulu olmasıdır. Peki hiç kotu günler, hüzünlü anlar olmayacak mi? Elbette olacak! Ağlayacaksın, acı çekeceksin, ince bir hüzünle düşüncelere dalacaksın. Bir şarkıda da belirtildiği gibi, herşeyin bir zamanı vardır. Ağlama zamanı, gülme zamanı, acı çekme zamanı, yasama zamanı, ölme zamanı... Zaten yasamı ilginç, özgün ve vazgeçilmez kılan bu tur duyguları, böylesi anları yasamak değil midir?
|