|
Evlenmeyi düşünenler Dikkat edin o gününüzü aşağıdaki şekilde olumsuzluğa sürükleyebilirsiniz? ¬ Erkek: Olur. ~ Ama kıyamıyorum. ¬ Öyleyse kestirme. ~ CanIm değişiklik istiyor... ¬ O halde kestir. ~ Bana akıl vermeyi bırak, delilere verir gibi. ¬ Eğer nasıl hoşuma gittiğini bilmek istiyorsan, sana derim ki uzun saçlı. Bunu biliyorsun. ~ Beni tanıdığında kısaydı. ¬ Haklısın ama o süreçte "Ne güzel olurdun uzun saçla" dediğimi de anımsıyorum! ~ Ama herkes kesmemi söylüyor. ¬ Bu durumda kuaföre git ve bırak uyuyayım lütfen. Bunu senden Allah rızası için istiyorum. ~ Peki nasıl kestireyim? Kat kat mı yoksa perçemli mi? ¬ Kat kat. ~ Bana yakışacağını sanmıyorum, çünkü saçım çok düz. ¬ Bırak perçemli olsun. ~ Çok yorucu. ¬ Yorduğu zaman tekrar kestirirsin. ~ O zaman asla uzatamam. ¬ Uzatmak istiyorsan kestirme güzelim. ~ Bana güzelim deme! ¬ Eğer bir şey fark etmiyorsa niye soruyorsun? ~ Asıl saçımın nasıl olacağı senin için fark etmiyor. Önceleri yanımdan hiç ayrılmıyordun ama ... ¬ O zamanlar bu kadar hantal değildin. ~ Ah, demek ben hantalım, Bu hantal sabahın yedisinden beri ayakta ve sana iki gömlek, dört pantolon yedi fanile ve altı kravat ütüledi, camları temizlerken az kalsın düşüyordu ve senin bastığın yerleri temizlemek için dizleri kızardı. Sen uyu ben sağlığımı güzelliğimi kaybedeyim. Bana seninle bir kraliçe gibi yaşayacağımı ve bütün dünyayı gezeceğimizi söylediğin günleri hatırlıyor musun? Şarap ve gül içinde yaşayacağımızı söylerdin bana. Simdi neyle yasıyoruz farkında misin, domuz? Bulaşık suyu ve amonyak ile...
Kadınların yüzde 90'ı aynı diyalogu kimbilir kaç kez yapmışlardır. Üstelik cevabın ne olacağını bile bile. Bu tanıdık diyalog simdi, "Bir erkeğin hayatı nasil karartılır?" isimli kitapta karşıma çıktı. Kitapta, "Saçımı kestireyim mi?" konusundan önce sabahları "Ne giyeyim?" diyalogu vardı. Ama sonuç yine aynı; "Bana güzelim deme!" ile başlayan bir kavgaya dönüşüyordu. Simdi, masamda kitabı görenler gibi ekrana tuhaf tuhaf bakıp, "Bu kitabı niye aldın?" diye sormayın... Hiç kötü bir niyetim yoktu, sadece belki eğlenceli olur diye aldım. Kitabı okurken eğlendim ama istemeden de olsa böyle bir diyalogun evlilik şirketini yavaş yavaş iflasa sürüklemesi sonucunda bu şirketin "iyi mi, kötü bir şey mi?" olduğunu düşünürken Ahmet Haşim'in meşhur sözünü anımsadım bir an öylesine :) "Hiç evlenmemesi gereken çiftler, birbirine aşık olanlardır."
|