| |
Tanımlanamayan Uçan Obje ( Unidentified Flying Object )
Uluslararası
deyimiyle ufolar yada halk arasında anıldığı adıyla ucan daireler , acaba ilk olarak
ne zaman görülmüşlerdir? Bu , cevaplandırılması imkansız olan bir sorudur .
Çünkü dünya göklerinde uçan disklerin ,puroların üçgen ve yıldız biçiminde ve
benzeri objelerin görülmesine dair kayıtların tarihi kadim mısırlıların dönemine
kadar dayanmaktadır.Ezoterik enformasyonlarda ise Uçan dairlere ilişkin bilgiler
bilinen tarih öncesi Mu ve Atlantis devrelerinide kapsar.Ancak çağımızın ufolojik
tarihinin gecen yüzyılın sonlarında basladığını söyleyebilirz . Bunun için bir
başlangıç tarihi vermek gerekirse ufolojiyle aynı yüce amaca yönelik olarak
yukarıı tarafından tesis edilen spritolojinin başlangıç tarihi olarak kabul edilen
1848 yılından tam 50 yıl sonrasına 1896-7 yıllarını belirtebiliriz. 1896-7
yıllarında A.B.D. üzerinde o zamanının tabiriyle esrarengiz 'hava gemileri' akınına
tanık olunmuştu. Puro biçimindeki bu ucan gemiler 1897 yılının mart ayında
kalifornia sacramento üzerinde nisan başlarında Kansas City ve aynı ayın ortalarında
da Chicago semalarında görülmüş son olarakta 20 Nisan gecesi kırmızı yeşil mavi
ve beyaz ışıklar saçarak Virginia Sisterville zerinden geçmişti.Tahmini uzunluğu
yaklaşık 60 metre kadardı.1909 yılının Mart Nissan ve mayıs aylarında ingiltere
göklerinde aynı yılın 2. yarısında da Yeni Zelanda üzerinde görülen bu Ufo lardan
ingilterede gözlemleneni hakkında Carl GROVE bu bilgiyi vermektedir ' 1909 yılında
görülen hava gemisi siyah rente puro biçiminde yaklaşuık 30 m uzunluğundaki parlak
bir projektör ışığı taşıyan kolaylıkla çesitli manevralar yapabilen bir objeydi.
1897 de görülen hava gemileri gibi bunları da davranış biçimlerinden ötürü
günümüz UFO fenomenleriyle rahatlıkla bağdaştırabiliriz ' . Bu arada 1908
yılının Haziran ayında Rusya Sibiryanın Tunguska bölgesi üzerinde patlayan silindir
biçimindeki objenin oluşturduğu etkiler hala tartışılmakta , Sovyet bilimadamları
tarafından araştırma konusu yapılmaktadır.Daha sonra 1. Dünya savaşı sırasında
1917 yılında portekizde ünlü Fatima olayı meydana geldi . Başında sonuna kadar
ufolojik tezahürlerle dolu olan Fatima olayı 13 Ekim günü tam 70000 kişinin gözleri
önünde apaçık gerçekleşen bir ufo gösterisiyle noktalandı.
__Bu kez 2. dünya savaşı sırasında UFOların tekrar ortaya çıktıklarını ve
hayalet savaşçılar adıyla anıldıklarını görüyoruz.Hem ittifak hem de mihver
güçleri , hayalet savaşçıların gizli bir silahı olduğu kanısındaydılar ve
onlara ateş açmışlardı. Savaş sonraası İsveç semalarında gözlemlenmeye
başlıyan ufolara ise hayalet roketler denildi.Yıl 1946 yıydı atom bombası
kullanılanı 1 yıl olmuştu bu durum uzaylıların Dünya üzerinde artık etkili ve
yaygın bir şekilde ortaya çıkmalarına sebep olacaktı. Ve 24 Haziran 1947 tarihinde
Rainier Dağı civarında özel uçağıyla uçarken saatte yaklaşık 1700 km lik bir
hızla belirli bir düzen içerisinde uçan 9 parlak obje gören Kenneth Arnold ın bu
gözlemi hakkında basın yayın organlarına yaptığı açıklamayla birlikte UFO
olayıda uluslararası bir seviyede gözler önüne serilmiş ve güncelleşmiş oldu.Bu
tarihten sonra artık Dünyanın bir çok yerinden çeşitli UFO gözlem haberileri
duyulmaya başlandı.
__Böylece bir yandan UFO fenomenleri iyice yoğunlaşırken öte yandan da Dünya
insanlarının bu konuya oldukça duyarlı bir hale geldiklerini görüyoruz.Arnold UFO
ları tarif ederken bu objelerin uçan çay tabaklarına ( flying saucer ) benzediğini
söyleyince o tarihten itibaren TANIMLANAMAYAN UÇAN OBJELER de halk arasında bu adla
anılmaya başlandı. Ülkemizde de bu tanım Uçan Daireler şeklini alarak günlük dile
dahil oldu.Ancak 1960 lı yıllarda şekilleri çok çeşitli olabilen bu objelere daire
yada tabak gibi sınırlayıcı bir adla anılmaları yanlış görülerek bilimsel bir
yaklaşımla ingilizcede TANIMLANAMAYAN UÇAN OBJE anlamına gelen ( UNIDENTIFIED FLYING
OBJECT ) sözünün baş harfleri alınarak UFO denildi.
Evrende Yalnız Değiliz
Tanımlanamayan Uçan cisimler (Unidentified Flying
Objects - UFO ) konusu
bugün yine hiç toplamadığı kadar ilgi toplamayı sürdürmektedir. Konu olgunlaşıp
karmaşıklığı arttıkça ,kamuoyunun ilgisi de ona paralel olarak
armaktadır.Kuşkucular 1950'li yıllarda , "uçan daireler'in" çabucak
geçecek bir moda olduğunu ileri sürmüşlerdi.Şimdi yirminci yüzyılın en sonunda, o
"moda" artık Dünya üzerinde silinmez bir işaret, hatta leke durumuna
gelmiştir.Ufo'lar artık toplum yaşamının dışında, "kaçık"lara mal
edilen bir yanilgi değildir.Olgu artık toplumun içindedir,gündelik hayatın dokusuna
örülmüş durumdadır. Bu olay sessiz, sinsi bir istila gibi gerçekleşmiştir.
Televizyon dizilerinde, önde gelen
sinema filmlerinde, ufo senaryoları kullanılmak tadır. Ufo'lar reklamlarda
gözükmekte, çeşitli kanallarda tartışma programlarına konu olmaktadır. Bilimsel ya
da askeri geçmişe sahip kişiler, bu konuda açıkça ve olumlu biçimde konuşmaya
başlamışlardır. İngiltere Savunma Bakanlığı artık tutumunu değiştirmiş, çıkan olayları sürekli olarak sivil kurumlara
devretmekte,araştırmacılara ilgili bilgileri vererek yardımcı olmaktadır. Konu
artık örtpas edilmemekte, yalnız bize yabancı olduğu yani bizim anlayış
yeteneğimizin ötesinde olduğu kabul edilmektedir.
Son yıllarda kamuoyuna açılan
resmi dosyaları,hükümet sözcülerinin konuşmalarında UFO'larla alay ettiği
dönemlerde bile konunun ne kadar ciddiye alınmış olduğunu göstermektedir. O
dosyalarda hem görgü tanıklarının, hem de bilinmeyen gök cisimlerinin radarda izleme
olaylarının kayıtları bulunmaktadır jetlerin, gümüş rengi diskleri umutsuzca
kovalerken nasıl başarısız
oldukları anlatılmaktadır. Bunlar hayal olmadığı gibi, yanlış tanımda değildir.
O cisimler Dünyadaki hiçbir şeye benzememek tedir. Çoğu zaman sert yüzeylerinden
güneş ışıkları yansımıştır, Dünyanın en iyi pilotları bile onların manevra
yeteniğine ulaşamamıştır.Üstelik bunları
yalnızca tarihsel bir perspektif içinde söylüyorda değiliz . Dünyanın bir
yerlerinde, siz bu satırları okurken bile benzer olaylar yer alıp durmaktadır.
Son yıllarda en çok, UFO'lar
tarafından kaçırılma olaylarının öne çıktığı görülmektedir. Bu durum UFO
toplumunun içinde ve dışında büyük tartışmalar yaratmaktadır. Kaçırılma
konusu, daha az somut kanıt sunan bir konudur ve araştırmacılara göre, gerçek
fizksel anomalilere dayalı psikolojik olgulardır. insanlar arabalarından, yataklarından,kalabalık sokaklardan alınıp bembeyaz
bir odaya götürülmekte, orada garip yaratıklar onların üzerinde deneyler
yapmaktadırlar. Hipnoz yoluyla gizli belleklere girilmektedir. Acaba kaçırılma
seneryosu, bazı kuşkucuların sandığı gibi, çocukken kötü muamele görmüş olmanın bir tepkisi midir, yoksa dünya dışı
bir zekanın çevreyi ve her insanı tümüyle kontrol altında tuttuğunun
göstergesimidir
İşte sonunda Ufolog'ların duaları kabul olmuştur.
Bugün artık her bilim dalının uzmanları konuya katılmaktadırlar. Bunlar arasında
fizikçilerden psikologlara kadar her türlüsü vardır. Ama geniş araştırma projeleri
için bugün hala hiçbir yerde devlet fonları tahsis edilmiş değildir. Uzmanlar kendi
zamanlarını bu işlere gönüllü olarak bağışlamaktadırlar.
Bizim çağdaş
tarihimiz 1880'de başlar. UFO'ların fütüristik uçan makineler olarak görülmesi ilk
olarak o sıralarda ortaya çıkar, ama aslında şu ya da bu biçimde, çok uzun
zamandır bizimle birlikte olmuşlardır. Bu sitede söz konusu olgunun gelişimi
incelenmekte,toplumun
bu tümüyle dünya dışı olguyu içine sindirme mücadelesi işlenmektedir. |
FOTOĞRAFLAR
Gerçek hayatta insanlar tarafından görülen bağzı UFO FOTOĞRAFLARI görmek için
tıklayın

|