Abdulkadir Bulut

Geri Ana Sayfa Yukarı İleri

 

 

SEN TEK BAŞINA DEĞİLSİN

Sen tek başına değilsin

Yağmurda koşan taylar gibi

Ve toprağı iyice kavrayan

Kökler kadar akranın var

Omuzlarında hayat ve şiir

Alınterinden bir yürüyüş

Sis örtse de alnını bazan

Dalına göre konsa da kuşlar

Kalem seni arkalıyor boyna

Gülü saklayan yaprak

Ve kızartan toz

Çok alışkın acılı yanın

Güneşte bozaran yavşanların

Islaklığına

Ellesen yorgun bir buzağıyı

Sırdaşın olur senin yiğidim

Mapusane günlerinde görüşmecin

Çünkü adaşların da uğurlandı

Sen tek başına değilsin

Omuzlarında hayat ve şiir

Alınterinden bir yürüyüş

Sen tek başına değilsin

ÜLKEMİN ŞİİR ATLASI

(...)

III

Ben aradığım her şeyi yana yakıla aradım

Kaygılar taşıdım mutlaka bulmalıyım diye

Ama kaldırdığım her taşın altından

Çıka çıka bir yığın böcek çıktı

Kimisi deliklerine kaçtı, kimisi üstüme ağdı

Yol günlüklerine geçti attığım adımlar

Çocukken boynunu kopardığım kuş yavruları

Düşlerimde yolumu kesip bir bir gözlerimi oydular

Ve eğdiğim fidanlar büyüyüp gelişince

Gövdeleri tabutuma birer tahta oldu

Sulara bıraktığım hüsnüyusufların

Yan yatıp suyun üstünde durması gerekirken

Hepsi de dibine çöküp gitti bir bir

Demek ki her şeyin bir derinliği var

Demek ki her şey biraz da derinliktir

Daima ayrılıklar üretti benim yürüyüşlerim

O yüzden adı ayrılık olan bir çiçektir

Şimdi benim avuçlarımdaki çizgiler

Oysa eskiden alçalan bir kara kırlangıcın

Kuyruğunun duruşuydu.

(...)

XLVI

Bilirim incelik ister marifet ister

Arkadaş seçmek de yar seçmek kadar

Çünkü göreceğin küçük bir ihanet bile

Adama evlat acısı gibi koyar

Düşün ki içini döktüğün, sırlarını verdiğin

Seninle birlikte aynı ufka alın dayamış

Birlikte saklanmış, birlikte yatmış birisi

Bakmışsın ki günün birinde ayrılıp gitmiş

Aslında bir su damlası kadar hafiftir insan

Bir söz kadar uçucu, bir reyhan kadar yabani

Ve kırlangıçların gözleri kadar ürkek

Eğer cesaretle doldurmamışsa kalbini

Bilirim oldum olası incelik ister

Arkadaş seçmek de yar seçmek kadar

Çünkü gün gelip çıkarıp öfkeni vereceksin

Ve yurduna dair taşıdığın güzel şeyleri

 

XLVII

Yürüdüğüm yolları deftere yazmayı

Günlük tutmayı bağırıp çağırmayı

Ve hayatım üstüne haberler çıkarmayı

Bir marifet sayıp kendimi ele verdim

Bir damla suyun bile ağırlığını düşünmedim

Ama taşı toprakla toprağı çamurla kıyaslayıp

Taşıdığım düşüncelerin sözlere dökülüşüne

Bir anlam veremeden çekip gitmedim