Karışık 2

Geri Ana Sayfa Yukarı İleri

 

Dünya çapında polisler arası müsabakalar yapılmış. Finale İngiliz, Amerikan ve Türk polisleri kalmış. Yarışmayı kazanabilmek için
ormandaki fili en kısa sürede yakalayıp getirmek gerekiyormuş.İngilizler fili 15 dakikada yakalamışlar, Amerikalılar 10 dakikada
yakalamış. Sıra Türk polisine gelmiş, ormana girmişler 3 dakika sonra bir maymun yakalayıp getirmişler. Jüri üyeleri:- Bu sayılmaz
fil yakalamanız gerekirdi, demişler. Maymun birden bağırmaya başlamış:- Durun abiler, ANAM AVRADIM OLSUN BEN FİLİM.
Padişah bir ferman yayınlamış: bu cuma namazına ahalinin bütün erkekleri gelecek, gelmeyen cezalandırılacak. Cuma namazı
geçmiş. Askerler kimlerin cumaya gelmediğini tesbite başlamışlar. İlk yakalanan da Temel olmuş. Çıkarmışlar bunu padişahın
karşısına. Padişah:
- Cumaya gelmemişsin. Seni öldürteceğim ama önce sana son isteklerinin yerine getirilmesi şansını veriyorum. Dile bakalım.
Temel:
- Padişahım sen beni direk öldürt. Ben dilek filan dilemeyeyim.
- Dile dile.
- Yok padişahım ben dilemesem.
- Dile dedim bak işkenceyle söyletirim.
- Padişahım ben şu vezirin karıya hastayım ölmeden önce bir kez onunla birlikte olsam.
Vezir itiraz etmiş "Olmaz öyle şey" demiş. Fakat padişah veziri yatıştırmış. "Nasıl olsa yarın ölmüş olacak ne fark eder" demiş.
Vezir de çaresiz kabul etmiş. Temel kadınla birlikte olmuş. Tekrar padişahın karşısına çıkarmışlar. Padişah:
- Şimdi diğer dileğini söyle bakalım.
- Yok padişahım sen beni öldürt.
- Dile dedim beni uğraştırma.
- Padişahım ben senin karıya da hastayım. Ölmeden önce bir kez...
Padişah bu sefer kükremiş. "Olmaz öyle şey" demiş. Vezir onun söylediklerini yinelemiş ve padişahı ikna etmiş. Temel kadınla
birlikte olmuş. Tekrar çıkarmışlar padişahın karşısına. Padişah:
- Son dileğini de dile
- Padişahım bunu dilemeyeyim. Siz beni öldürtün.
- Dile yoksa ben zorla söyletirim.
- Padişahım ben aslında vezirle sana da hastayım.
Padişahla vezir bir ara göz göze gelmişler. Vezir
- Padişahım ben sanki Temel'i namazda görmüş gibiyim.
Deyince padişah:
- Nasıl görmezsin iblis, yan yana namaz kıldınız ya!

TAMPON

Uc mahkum cezaevi yolundadir. Herbirine, hapiste gecirecekleri gunler icin bir esya getirilmesine izin verilmistir.
Otobuste, biri digerine doner ve sorar, "ee, sen ne getirdin ?",
diger mahkum bir kutu boya kutusu cikarir ve bunlarla herseyi boyayabilecegini soyler.     ve birinci mahkuma sorar,
"sen ne getirdin ?".
Oda, yanindaki kutuyu acar ve icinden iskambil kagitlarini cikarir.
"Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kard oyunu oynayabilirim"der.
Ucuncu mahkum kosede sessizce siritarak oturmaktadir.
Diger iki mahkum farkeder ve sorarlar, "Sen niye kendinden eminsin o kadar, sen ne getirdin ?"
ucuncu mahkum bir kutu cikarir ve gulerek "bu tamponlari getirdim," der.
diger iki mahkumunda kafasi karismistir,
merakla sorarlar,""Bunlarla ne yapabilirsin ki?"
ucuncu yine siritir ve kutuyu gostererek "Kutuda yazdigina gore, bunlarla at surebilir, yuzmeye gidebilir hatta paten kayabilirmisim"
Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".
CİDDİ MAĞAZA

Adamin biri, yeni acilan luks buyuk magazaya gitmis, satici kiza
yaklasmis.
* "Bir kravat almak istiyorum.."
Satici kiz son derece sirin bir tavirla:
* "Beyefendi, bizde musteriyi memnun etmek esastir. Kravat ipekli
mi olacak yunlu mu?"
* "Ipekli.."
* "O zaman lutfen birkat yukari buyrun, ipekli kravatlar bir kat
yukarida.."
Adam bir kat yukari cikmis, baska bir satici kiz..
* "Ben ipekli bir kravat almak istiyorum."
* "Beyefendi, kravat duz mu olacak, desenli mi?"
* "Desenli.."
* "Bizde musteriyi memnun etmek esastir, desenli kravatlar bir kat
yukarida, lutfen ust kata buyurun.." Adam bir kat daha cikmis. Yeni
bir satici kiz..
* "Ben ipekli ve desenli bir kravat almak istiyorum.."
* "Desenler cizgili mi, cicekli mi olacak?"
* "Cizgili.."
* "Bizde musteriyi memnun etmek esastir, cizgili kravatlar bir kat
yukarida, lutfen bir kat yukari buyurun.." Adam bir kat daha cikmis..
Cizgiler kalin mi, ince mi, bir kat yukari. Zemin acik mi, koyu mu,
bir kat yukari derken 18. kata gelmis. Ofke ile satici kizin yakasina
yapismis..
* "Ben ipekli, ince cizgili, zemini koyu, bir kravat istiyorum."
* "Kravati bu elbiseyle mi kullanacaksiniz?"
* "Hayir, evdeki elbisemle."
* "Beyefendi, bizde musteriyi memnun etmek esastir, bir uyumsuzluk
olursa firmamizin prensiplerine ters duser, lutfen evden obur
elbisenizi alir gelir misiniz?"
Adam buyuk bir ofkeyle asansore gitmis. O sirada asansorun kapisi
acilmis, icinden gene cok sinirli bir adam cikmis. Bir elinde bir
klozet kapagi, belden asagisi da ciplak:
* "Iste popom, iste evdeki tuvaletin klozet kapagi. Verecekseniz
verin artik su tuvalet kagidini.";
 

 

KÖTÜ ANI

Köyün birinde dünyanin en yasli adaminin yasadigini haber almis
televizyoncular... Hemen kameralar, naklen yayin arabalari, köye
koyulmus... Ihtiyari kahvede en öne oturtup karsisina kameralari
koymuslar...
Reha Muhtar sormaya baslamis...
"Bu kadar güzel yasama kimbilir ne güzel anilar sigdirmissinizdir... Bir
güzel aninizi anlatir misiniz?..."
"Anlatayim" demis ihtiyar... "Birgün aganin eseginin taze sipasi
kaybolmustu. Gittik köyün delikanlilari sipayi aramaya... Sipayi bulduk
dagin arkasinda... Baglayip dagdan indirirken serde gençlik var. Sipa
gözümüze çok güzel göründü..."
Reha bile kizarmis...
"Aman dede, geç bunu, daha güzel bir anin yok mu?" demis...
"Var" demis ihtiyar... "Birgün muhtarin kizi kayboldu... Köyün
delikanlilari gittik kizi aramaya... Kizi bulduk dagin arkasinda...
Dagdan indirirken serde gençlik var, kiz gözümüze çok güzel göründü..."
"Öhööö... Ühüüü... Pöööhö" diye Reha gene kesmis dedenin sözünü...
Kesmese RTÜK kanali kesecek...
"Iyi anilari geç dede" demis. "Sen en iyisi bir kötü anini anlat
bize..."
Ihtiyar baslamis anlatmaya...
"Bir gün ben kayboldum..."

O gun barda her şey sakindi, piyanist beylik parcalarindan birini calarken millet masalarda pokerin tadini cikartiyor bir yandan da viskilerini yudumluyordu, derkeen, iceriye bir adam geldi ve bara yaklasip:
- Hey barmen, herkese benden bir viski, sen de ic bir tane.
Barmen bardaklari parlattigi kirli bezini birakip bu yagli musterinin istegini memnuniyetle yerine getirdi, bir bardak ta kendi ict. Bu iş bir kac tur gerceklestikten sonra adam barmen artık parayı isteyince adam:
- Ne parası barmen sen verdin biz içtik. dedi
Bunun uzerine barmen adami bir guzel patakladiktan sonra kapı dışarı etti.
- Ertesi gun yine ayni adam ayni bara gelip:

- Hey barmen, herkese benden bir viski, ama sana yok viski, sen içince sapıtıyorsun

 

Fatih Terim, Fenerbahceyi yenmenin yolunu bir turlu bulamaz. Birgun aklina Otto Baric'e gidip ona sormak gelir.Otto Barice gider ve
"yaa hocam ben sizi yenmek icin binbir yol denedim ama yenemedim ne yapmam gerekiyor?" der. Baric bak Fatih zeka cok onemli der ve hemen Bolic'i yanina cagirir ve sorar
"Babanin oglu kardesin degil kim?". Bolic hic beklemeden atilir
"Benim efendim". Baric Bolici gonderdikten sonra Fatih Terime
"bak" der "sana demedim mizekanin onemli oldugunu"... Bunun uzerine Terim hemen Galatasaray kulubune gider ve yanina Hakan Sukur'u cagirir ve sorar
"Hakan Babanin oglu kardesin degilse kim?" Hakan dusunur dusunur dusunur bir saat gecer iki saat gecer ama nafile cevap bulamamaktadir Hakan Fatih Terime
"hocam biraz dusuneyim birkac saat sonra cevabimi size bildiririm" der ve cikar disarida Arife raslar ve sorar
"Arif yaa babanin oglu kardesin degilse kim?" Arif hemen atilir ve "ben" der. Hakan bu cevaptan sonra hemen kosa kosa Terimin yanina gider ve
"hocam buldum Arifmis" der Terim Hakanin yuzune bir salaga bakar gibi bakar ve sunu soyler
"hayir salak, Bolicmis"

 

Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene
"Biliyormusun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş
Doğal olarak barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış. Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyormusun" demiş;
"ben sağ gözümü de ısırırım!"
Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş. Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış. Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene
"İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş.
"İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim." Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamaış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış. Biraz sakinleşince adama dönüp
"Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş.
"Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam;
"Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyormusunuz? İşte onlarla "barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".

 

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demişki:bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor: Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorumki,demiş.

 

Soru: "Otopsiye başladığınız saati söyleyebilir misiniz?"
Cevap: "Otopsi sabah 8:30 civarında başladı"
Soru: "Ve bu sırada Mr. Dennington ölüydü, değil mi?"
Cevap: "Yooo, masanın üzerinde oturmuş kendisine neden otopsi yaptığımı merak ediyordu."

 

Soru: "Bütün cevaplarınız sözlü olmalı, anlaşıldı mı? Şimdi söyleyin bana hangi okula gittiniz?"
Cevap: "Sözlü